Dolandırıcılık Yargıtay Kararları
Dolandırıcılık Suçu Yargıtay Kararları
1-) Cinsel ilişki girme karşılığında sanıktan birden çok kez para alan kişi hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmalıdır.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/33673 Esas 2021/7095 Karar
Katılanın, İnternette ... isimli sitede gördüğü reklam üzerine burada verilen cep telefonunu aradığı, telefonda görüştüğü kadın ile kendisine cinsel ilişkiye girme karşılığında kadın temin etme konusunda anlaştıkları, telefondaki kadının katılana ...'a ait bankamatiğe gidip sanık ...'ın T.C. Kimlik numarasına kartsız işlemden 250 TL para yatırmasını istediği, katılanın bu parayı yatırdıktan sonra, bu defa da 200 TL parayı da aidat parası olarak yatırmasını söylediği, katılanın bu parayı da yatırdığı, sonra telefondaki kadın ile görüştüğünde telefondaki şahsın kendisine gönderilecek kadının can güvenliği için 600 TL ve yemek ve şoför parası için toplam 700 TL para istediği, katılanın 700 TL yi de aynı hesaba yatırdığı, kadının bu aşamadan sonra katılana başka bir cep telefonu numarası verdiği ve buradan ... isimli kişi ile görüşmesini istediği, katılan bu numara ile görüştüğünde, telefondaki kadının 200 TL daha bahşiş yatırması gerektiğini söylediği, katılanın, artık parası kalmadığını ve parayı yatıramayacağını söylemesi üzerine telefondaki kadının kendisine 600 TL lik depozitosunun yanacağını ve kendisinin de gelmeyeceğini söyleyince katılanın dolandırıldığını anladığı, söz konusu sitenin "..." isimli internet sitesinin olduğunun anlaşıldığı, katılanın şikayeti sonrası yapılan araştırma neticesinde 18.03.2015 tarihli kolluk tutanağına göre; olayı gerçekleştiren şahısların sanıklar ... ve ... olduğunun anlaşıldığı, her iki sanığın kullandıkları telefonların aynı olduğunun tespit edildiği, yapılan araştırmada sanık ...' ın ... Bankasında kayıtlı hesabına 01.12.2014- 20.01.2015 tarihleri arasında 384 değişik ismin değişik miktarlarda para yatırdığı ve yatan paraların ise ... ilinde değişik ATM cihazlarından değişik tarih ve miktarlarda çekildiği, sanık ...' ın T.C. Numarasına bağlı ... hesabına 01.12.2014-20.01.2015 tarihleri arasında 300 değişik ismin değişik tarih ve miktarlarda para yatırdığı ve bu yatan paraların değişik tarihlerde Denizli ilinden çekildiğinin anlaşıldığı, bu suretle sanıkların üzerilerine atılı bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia ve kabul olunan olayda;
A-)Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyizin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanık müdafisinin diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
1) Katılanın, telefonda görüştüğü kadının kandırması sonucu farklı zamanlarda birden fazla kez para yatırdığı anlaşıldığından, sanığın 5237 sayılı TCK'nın 43/1 maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla Kanun'un aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla kez ihlal ederek haksız menfaat temin etmiş olması karşısında, sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi,
2) Katılanın olay nedeniyle toplam zararının 1.150 TL olduğu olayda, temel cezanın belirlenmesi sırasında alt sınırdan uzaklaşma gerekçelerinin somut olaya uygun ve denetime olanak verecek biçimde gösterilmemesi suretiyle yasa metninin tekrarı ile yetinilerek cezanın teşdiden uygulanması; ayrıca TCK'nin 52/2. maddesi gereğince bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarının, kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak en az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olarak takdir edileceğinden, işsiz olduğunu ve gelirinin olmadığını söyleyen sanık hakkında gerekçe gösterilmeden adli para cezasının 40 TL üzerinden takdir edilmesi,
B-)Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyizin incelenmesinde;
1)Sanık ...'ın, çalıştığı ... yerine gelip kozmetik malzemeleri satan ... isimli kişinin kendisine erkeklerle telefonla konuşarak telekızlık yaptığını ve çok para kazandığını söylediğinden ve kendisinin de paraya ihtiyacı olduğundan telefonla erkeklerle konuşmayı kabul ettiğini ve kendisine bir hat takılı telefon verdiğini, eskort sitesine kayıt ettirdiğini, 10-15 gün bu şekilde erkeklerle konuştuğunu, daha sonra ise bıraktığını diğer sanığı ve müştekiyi tanımadığını savunduğu, sanık ...'ın da sanık ...'ı tanımadığını söylediği, 18.03.2015 tarihli kolluk tutanağında "Ekip projesinden yapılan araştırmalarda, şüphelilerin kullandıkları telefonların aynı olduğunun anlaşılması üzerine" ifadesinin geçtiği, ancak aynı telefonları kullandıklarının nasıl tespit edildiğinin anlaşılamadığı, suça konu paranın sanık ...'ın ...'taki hesabına geldiği, sanık ...'ın ise ... Bankasında hesabının olduğu anlaşıldığından, söz konusu 18.03.2015 tarihli tutanakta adı geçen memurların ifadelerinin alınarak, gerektiğinde bu hususun teknik olarak tespitinin yapılarak sonucuna göre tüm delillerle birlikte sanık ...'ın hukuki durumunun tespiti gerekirken mahkumiyet hükmü kurulması,
2)Kabule göre de,
a) Katılanın, telefonda görüştüğü kadının kandırması sonucu farklı zamanlarda birden fazla kez para yatırdığı anlaşıldığından, sanığın 5237 sayılı TCK'nin 43/1. maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla Kanun'un aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla kez ihlal ederek haksız menfaat temin etmiş olması karşısında, sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi,
b) Katılanın zararının 1.150 TL olduğu olayda, temel cezanın belirlenmesi sırasında alt sınırdan uzaklaşma gerekçelerinin somut olaya uygun ve denetime olanak verecek biçimde gösterilmemesi suretiyle yasa metninin tekrarı ile yetinilerek cezanın teşdiden uygulanması ve TCK'nın 52/2. maddesi gereğince bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarının, kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak en az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olarak takdir edileceğinden, ev hanımı olduğunu ve gelirinin olmadığını söyleyen sanık hakkında gerekçe gösterilmeden adli para cezasının 40 TL üzerinden takdir edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından aynı Kanun'un 326/son. maddesi uyarınca kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 22.09.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Dolandırıcılık Teşebbüs Yargıtay Kararları
1-) Sanığın telefon üzerinden arayarak hileli davranışlarla para almasından sonra tekrar aynı telefon numarasından mağduru araması üzerine mağdurun para göndermemesi halinde ikinci durum için dolandırıcılığa teşebbüs suçundan hüküm kurulmalıdır.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/42045 Esas 2023/7834 Karar
1. Sanık hakkında, ... Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi isimli iş yerinin ortağı olan katılanı 2011 yılı ... ayında kendisine ait 536 (...)(..)(..) numaralı telefondan arayarak zihinsel engelliler öğretmeni olduğunu, iş aradığını beyan ettiği, öğretmene ihtiyaçları olduğundan katılanın sanıkla anlaştığı ve verdiği hesaba 600,00 TL para gönderdiği, 23.01.2013 tarihinde tekrar aynı numaradan arayan sanığın yine aynı şekilde iş aradığını ve gelmek için verdiği hesaba 500,00 TL yatırmasını istemesi üzerine katılanın durumu polise bildirdiğinden bahisle sanığın dolandırıcılık suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı anlaşılmıştır.
2. Sanık sorgusunda; yüklenen suçu kabul etmemiş, son celse ise ikrar etmiştir.
3. Sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun'un 253 ve 254 üncü maddeleri gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaştırma bürosuna tevdi edildiği ancak uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenmiştir.
4. Mahkemece; sanığa, hakkında tatbiki ihtimaline binaen 5237 sayılı Kanun'un 157 nci maddesinin birinci fıkrası, 35 ve 58 inci maddeleri uyarınca ek savunma hakkı tanınarak, dolandırıcılık ve dolandırıcılığa teşebbüs suçlarından mahkûmiyet hükümleri kurulmuştur.
IV. GEREKÇE
A. Tebliğname Yönünden
Sanığın 28.01.2013 tarihinde gerçekleştirdiği eylemin objektif olarak aldatıcılık niteliğinin bulunduğu, 2011 yılı ... ayında aynı numaradan araması nedeniyle katılanın durumu farkettiği anlaşıldığından, Tebliğname görüşüne iştirak olunmamıştır.
B. Sanığın Temyizi Yönünden
1. Sanık hakkında dolandırıcılığa teşebbüs suçunda tekerüre esas alınan Erzurum 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2011/121 Esas ve 2011/467 Karar sayılı ilamına konu 5237 sayılı Kanun'un 157 nci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen dolandırıcılık suçunun 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı kanun ile değişik 5271 sayılı Kanun'un 253 üncü maddesine göre uzlaşma kapsamında kaldığı anlaşılmakla; bu suç yönünden uzlaştırma hükümlerinin uygulanıp uygulanmadığı mahkemesinden araştırılarak sonucuna göre bu ilamın ya da adli sicil kaydındaki diğer ilamlardan biri nedeniyle tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
2.Dosya kapsamında zarar giderimine ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmaması, uzlaşmanın da sağlanamadığının anlaşılması karşısında, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
3. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Manisa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.01.2020 tarihli ve 2017/1199 Esas, 2020/55 Karar sayılı kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dolandırıcılık Beraat Yargıtay Kararları
1-) Sanığın başından beri sadece oğluna vekalet verdiğine, aracı hiç görmediğine, alım satımın kim tarafından hangi şekilde yapıldığını bilmediğine ilişkin beyanları ve tüm dosya kapsamına göre sanığın savunmasının aksine diğer sanıkların eylemine katıldığına dair cezalandırılmasına yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmaması nedeniyle beraatine karar verilmelidir.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2023/1645 Esas 2023/7840 Karar
III. OLAY VE OLGULAR
1. Katılan ... ve dosya kapsamında beyanlarına başvurulan oğlu ...in,...'ya ait aracın satışı için internet ortamında ilan vermeleri, hakkındaki dava ulaşılamaması nedeniyle tefrik edilen temyiz dışı sanık oto galeri sahibi ...'in çalışanlarının irtibat kurması ve akabinde ... ile aracı alma konusunda anlaşmaları, aracın satımı için notere gidildiğinde paranın yatırılması konusunda katılanın oyalanması ve kandırılması sonucunda para ödenmeden sanık ...'in çalışanı temyiz dışı sanık ... üzerine 15.08.2014 tarihinde satışın yapılması, güven telkini için ...'in bir adet senet, ...'in ise devir sonrasında paranın ödeneceğine dair imza ve T.C. Kimlik numarasını içeren yazılı bir belge vermesi, devamında katılanların paralarını almak için sanıklara başvurmalarına rağmen alamamaları, suça konu aracın aynı gün ... tarafından oto galeri sahibi olan sanık ...'ya satılması, devamında aracın 19.08.2014 tarihinde sanık ... tarafından sanık ... adına vekaleti olan ...'nin oğlu olan temyiz dışı sanık ... aracılığıyla ...'ye satılması, ... tarafından da tescilin gerçekleştirilmesi biçimindeki eylemler nedeniyle sanıklar hakkında kamu davası açılmıştır.
2. Sanık ...'in soruşturma aşamasında tanımadığı ... adında birinin getirdiği aracı bedelini ödeyerek satın aldığını ve birkaç gün sonra aracı almak isteyen Çağatay'a sattığını beyan ederek atılı suçlamaları kabul etmediği, ancak kovuşturma aşamasında daha önceden tanıdığı galeri sahibi olan ... ve çalışanı ...'in araç getirdiğini, aracı yine daha önce tanıdığı Çağatay'a sattığını beyan ettiği, sanık ...'nin araç alım satımı yapan oğlu Çağatay'a yardım amacıyla vekalet vermekten başka bir ilgisinin olmadığını, aracın nasıl ve kimden hangi ilişkilerle alındığını bilmediğini beyan ederek atılı suçlamaları kabul etmediği, temyiz dışı sanık ...'ın oto alım satım yaptığını, daha önceden tanıdığı Levent'ten bedeli karşılığında araç satın aldığını, annesinin bu alım satımla ilgisinin olmadığını beyan ederek atılı suçlamaları kabul etmediği, sanık ...'in çalışanı olduğu ...'e ait galeride patronunun söylemesi üzerine aracı noterden satın aldığını, yine ...'in söylemesi üzerine aracı Oto Center'a götürdüğünü, Levent'in aracı aldığını, para işini kendi aralarında hallettiklerini söylediği için herhangi bir para almadığını beyan ederek atılı suçlamaları kabul etmediği, katılan ve oğlu İsmail Özkaya'nın oluşu ayrıntılı anlattıkları, aracın Levent'e satıldığını öğrenince iş yerine gittiklerinde Çağatay adındaki kişinin Levent'in yanlış yapmayacağını söylediğini ancak bir iki gün içinde aracın Çağatay'a satıldığını öğrendiğini, her ikisinin de aracın durumunu bildikleri halde işlem yaptıklarını beyan ettikleri anlaşılmıştır.
3. Mahkeme tarafından sanıkların savunmaları, katılan ve İsmail Özkaya'nın beyanları, noter belgeleri ve tüm dosya kapsamına göre sanıkların atılı suçları işledikleri kabul edilerek temyize konu mahkumiyet kararları verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A.Sanık ... Hakkında Kurulan Hükme Yönelik Temyiz Talepleri Yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.
B.Sanık ... Hakkında Kurulan Hükme Yönelik Temyiz Talepleri Yönünden
Katılan ... ve dosya kapsamında beyanlarına başvurulan oğlu ...in,...'ya ait aracın satışı için internet ortamında ilan vermeleri, hakkındaki dava ulaşılamaması nedeniyle tefrik edilen temyiz dışı sanık oto galeri sahibi ...'in çalışanlarının irtibat kurması ve akabinde ... ile aracı alma konusunda anlaşmaları, aracın satımı için notere gidildiğinde paranın yatırılması konusunda katılanın oyalanması ve kandırılması sonucunda para ödenmeden sanık ...'in çalışanı temyiz dışı sanık ... üzerine 15.08.2014 tarihinde satışın yapılması, güven telkini için ...'in bir adet senet, ...'in ise devir sonrasında paranın ödeneceğine dair imza ve T.C. Kimlik numarasını içeren yazılı bir belge vermesi, devamında katılanların paralarını almak için sanıklara başvurmalarına rağmen alamamaları, suça konu aracın aynı gün ... tarafından oto galeri sahibi olan sanık ...'ya satılması, devamında aracın 19.08.2014 tarihinde sanık ... tarafından sanık ... adına vekaleti olan ...'nin oğlu olan temyiz dışı sanık ... aracılığıyla ...'ye satılması, ... tarafından da tescilin gerçekleştirilmesi, sanık ...'in başından beri sadece oğluna vekalet verdiğine, aracı hiç görmediğine, alım satımın kim tarafından hangi şekilde yapıldığını bilmediğine ilişkin beyanları ve tüm dosya kapsamına göre sanığın savunmasının aksine diğer sanıkların eyl... katıldığına dair cezalandırılmasına yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı halde beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
Nedeniyle hukuka aykırılık bulunmuştur.
Dolandırıcılık Suçunda Etkin Pişmanlık Yargıtay Kararları
1-) Mağdurun zararının kısmı olarak giderilmesi durumunda; sanığa etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına, katılanın rızasının olup olmadığının sorulması gerekir.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/25794 Esas 2023/7868 Karar
1.Sanık ...'nin Büyükşehir Belediyesinde çalıştığını, Milli Savunma Bakanlığı bölgesinde işe sokma vaadi ile üst düzey görevlilere hediye cep telefonu alınması gerektiğini söyleyerek ve işini gördürebileceği imajı yaratarak katılan ...'den 25.06.2012 tarihinde 581 TL ve 02.07.2012 tarihinde 250 TL para aldığı anlaşılmıştır.
2.Mahkemesince, sanığın savunmasında suçunu tevil yolu ile ikrar ettiği, böylelikle kamu görevlileri ile ilişkisi olduğundan bahisle bir işin gördürüleceği vaadi ile nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği gerekçesiyle mahkumiyetine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
1.5237 sayılı Kanun'un 158 inci maddesinin ikinci fıkrasındaki nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için suç failinin ismen söylemese bile kimden söz edildiğini karşı tarafın anlayacağı şekilde makamı, rütbesi, ünvanı ve lakabını söylediği kamu görevlilerini tanıdığını hatırının sayıldığını, işini yaptıracağını söyleyerek mağduru kandırması gerektiği anlaşıldığından; somut olayda, eylemin hükümden sonra yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun'un 158 inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen (L) bendi kapsamında öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturuyor ise de, suç tarihi itibariyle sanık lehine olan 5237 sayılı Kanun'un 157 nci maddesinde düzenlenen basit dolandırıcılık suçunu oluşturacağı, bu sebeple hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun'un 253 ve 254 üncü maddeleri gereğince uzlaştırma işlemleri yapılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2.Kabule göre de;
a.Sanığın temyiz dilekçesinin ekinde 07.09.2015 tarihli katılana 400 TL kısmi ödeme yaptığına ilişkin dekont sunduğu anlaşıldığından belirtilen hususun araştırılarak kısmi karşılama varsa 5237 sayılı Kanun'un 168/4 üncü maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına katılanın rızasının olup olmadığının sorulması gerektiğinin gözetilmemesi,
b.Sanığın katılandan farklı zamanlarda menfaat temin etmiş olması nedeniyle 5237 sayılı Kanun'un 43 üncü maddesinde yer alan zincirleme suç hükümleri gereğince cezasının artırılması gerektiğinin gözetilmemesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle .Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.11.2015 tarihli ve 2013/425 Esas ve 2015/446 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına,